Ketojenik diyetinin temeli, aslında karbonhidratları önemli derecede kısıtlayıp protein ve yağ tüketimini artırmaya dayanmaktadır. Makarna, pilav, ekmek gibi karbonhidrat barındıran gıdalar yerine daha çok zeytinyağı, tereyağı, balık ve et gibi gıdalar ile yağ ve protein derecesi artırılır. Böylelikle vücut, enerji sağlamak açısından yağ yakmak zorunda kalacaktır. Ketojenik kelimesi ketozis kelimesinden türemiştir. Ketozis, düşük karbonhidrat esnasında vücudun enerji elde etmek amacıyla yağ tüketmesi yani yağ yakması anlamına gelmektedir.
Vücut, yeteri kadar glikoz ve karbonhidratı alamayınca bu seferde yağlara yönelecektir. Enerji açısından vücut, yağ tüketmeye başladığında ise keton ismi verilen proteinler meydana gelir. Ketonların ortaya çıkışı ise insan vücudunun ketozis esnasında olduğunu göstermektedir.
Ketojenik diyet yalnızca kilo vermek açısından değil aynı zamanda çeşitli rahatsızlıkların etkilerini de azaltmak amacıyla da kullanılan bir yöntemdir. İnsan vücuduna fazla şeker ve karbonhidrat alındığında enflamasyonu yani iltihap durumu ortaya çıkacaktır. Bu iltihap ve hücrelerin savunma mekanizmalarını tahrip eder. Çoğu zamanda hücrelerin ölmelerine neden olabilir. Bu hücrelerin tahrip olması ve hatta ölmesi de pek çok rahatsızlığın meydana gelmesine sebep olur. Bu hastalıkların başında ise genel itibariyle epilepsi ile diyabet rahatsızlıkları gelir.
İlk etapta 1920’li senelerin başlarında epilepsi nöbetlerini azaltmak amacıyla uygulamaya konulan ketojenik diyet daha sonralarında yani 1990’larda tekrar gündeme gelmiştir. Hatta bununla ilgili en yakın tarihli çalışmalardan biri ise Hacettepe Üniversitesi tarafından 2013 senesinde Epilepsi hastası olan bir çocuk üzerinde denenmiştir ve %54’ kadar epilepsi rahatsızlıklarının azaltılmasına yardımcı olduğu ortaya çıkmıştır.
İşin aslına bakılırsa ketojenik diyet bir beslenme şekli olarak da karşımıza çıkmaktadır. Enerjisini karbonhidrat gibi besinlerden almayı yap olan vücuda bu yağlardan almasını öğretmeye çalışılmaktadır. Kesinlikle bir adaptasyon sürecini ihtiyaç olacaktır. Ketojenik diyet uygulamak açısının ilk etapta serbest ve yasak olan çeşitli yiyeceklerin gruplandırılması gerekir. Temel yasaklar ve serbest yiyecekler olarak iki başlık altında incelenebilir. Rahatlıkla söylenebilecek ve tüketilebilecek gıdalar zeytinyağı, tereyağı gibi sağlıklı yağlar ile kuruyemişler, süt ve süt ürünleri, et çeşitleri ve avokado gibi besinlerdir.
Yasak olan gıdalar ise genel itibariyle pilav, makarna ekmek gibi karbonhidratı yüksek olanı gıdalardır. Meyvelerden de özellikle de çok az miktarda Günde en az 1 kere tüketmek mümkündür. Kök sebzeler içerisinde mısır şurubu, gikoz şurubu gibi gizli şeker barındıran meyve suyu bal pekmez ve verdik gıdalardır.
Diyetin uygulanmasında işin esasına bakılırsa küçük gibi görünmekte olan bir şeydir. Fakat çok önemli detaylar barındırır. Bunlara dikkat edilmesi gerekir. Diyetten elde edilecek sonuç aslında insan vücudu ve sağlığı açısından mükemmel faydaları ortaya çıkaracaktır. Beklenildiği gibi bir diyet sürecinin ortaya çıkması için belli listede bulunan yemeklerle ve içeceklerde kesinlikle riayet edilmelidir.
Karbonhidrat kesildi fakat insanların ellerini korkak alıştırmaları gerekir. Yağ tüketimini artıracaktır. Vücut enerjisi sağlayabilirler. Tabii yağdan kasıtlı olarak da faydalı olan yağlardır. Mesela kanola yağı, fındık yağı bitkisel yağlar zeytinyağı gibi faydalı yağlardan bahsedilmektedir.
Sebzelerin kesinlikle kızartılmaması gerekir. Buharda pişirilen Sebzeler daha fazla fayda sağlar. Kızartmalar hiçbir diyette iyi olarak kabul edilen bir uygulama değildir.
Bol su tüketilmelidir. Buna yalnızca diyet değil her zaman dikkat edilmelidir. Her ne kadar protein o kadar fazla yarar diye düşünülmemelidir.