William Herschel, ender rastlanan denebilecek bir ailede doğmuştu. Ebeveynlerin zeki olduğu, çocukların iyi notlar alıp okul dışında harika aktivitelerde bulundu aileleri hepimiz biliriz. İşte Herschel’de böyle bir ailede doğmuştu. Kendisi, kız kardeşi ve oğlu böyle bir ailenin mensuplarıydılar. Alman-İngiliz gözlemcilerden oluşan bu yetenekli üçlünün bazı sorumlulukları vardı.
Öncelikle bu üçlü, bir gezegen keşfetmek ve yüzlerce çift ve üçlü yıldız sisteminin taslağını çizmek gibi bir gayretin içine girmişlerdi. 3. olarak gezegenimsi bulutları keşfetmek için gözlem yapıyorlardı. Ayrıca bulutsular, galaksiler ve kuyruklu yıldızlar da dahil olmak üzere uzaktaki yıldızı olmayan cisimleri yani, derin uzay gözlemlerini tamamlamaya çalışıyorlardı. Görevlerinden bir diğeri ise kızılötesi ışığı keşfetmekti. Son olarak da günümüzde hala kullanılmakta olan muazzam gök cisimleri kataloglarını hazırlamak bu üçlünün sorumlulukları arasındaydı. Bütün bu görevlerin, onlara kazandırdığı şeyler gelecek yıllarda kendini ortaya çıkaracaktı. Bunlar yetmezmiş gibi Herschel ve ailesi teleskoplarda inşa etmiştir.
Ayrıca Herschel ailesi sadece kafalarını kaldırıp gökyüzüne bakmamışlardır. Aynı zamanda bu insanlar mikroskop yardımıyla bazı mikro gözlemlerde yapmışlardır. Bitkilerle hayvanları mikroskop altında inceleyerek çok küçük dünyaları keşfetmeye çalışmışlardır. Ailenin çalışmaları İngiltere’deki Herschel Astronomi Müzesi’nde özenle korunmaktadır.
William Herschel, güneş sistemindeki minik gezegenleri tamamlamak için asteroid kelimesini uydurmuştur. Ayrıca yıldızların özdevinime sahip olduklarını, yani uzayda hareket ettiklerini fark etmiştir. Daha sonra ise bu devinimden kaynaklı olarak Güneş Sistemi’nin uzayda hareket ettiği sonucuna varmıştır. Teleskobu yeterince güçlü olduğu için Mars’ta buzulları görebiliyor, mevsimlerde değiştikçe de bunların büyüyüp küçüldüğünü gözlemleyebiliyordu.
Zamanının çoğunu Çift Yıldızları araştırarak geçiren Sör William sonunda, yaklaşık 1000 tane çoklu yıldız sistemi bulmuştur. 1781 yılının mart ayında gözlem yaparken, ayırt edici biçimde yıldızımsı olmayan bir gök cismi tespit ettiğini sanmıştır. Bunun olası bir yıldız ya da kuyruklu yıldız olarak not alıp geçmiştir. Daha sonra yaptığı gözlemlerde bu cismim çok çok yavaş da olsa hareket ettiğini görmüştür. Herschel bu gizemli cismin yörüngesine hesapladıktan sonra bir başka bilim insanı Herschel’in, gezegen keşfetmiş olabileceğini ileri sürmüştür. Bu bilim insanı Rus Anders Leksell’di. Daha sonra bu iki bilim insanı birlikte çalışmaya başlamıştır. Verileri inceleyen Anders ona hak vermiş ve bulduğu şeyin bir gezegen olduğunu düşünmüştü. Bu gezegeni ise İngiltere Kralı III. George’a atfen George Yıldızı ismini vermişti. Fakat toplu karar gezegenlerin klasik mitoloji ögelerinin ismini taşıması yönündeydi. Böylece William Herschel tarafından yapılan keşif, göklerin Yunan tanrısından dolayı Uranüs ismini almıştır.
Herschel’in kırmızı filtre ile yaptığı deneyler ilginç sonuçlar doğurmuştur. Herschel, filtreden hiçbir Işık geçemese de ısıyı hissedebildiğini fark etmiştir. Bir termometre kullanınca görünmez ışığın epey sıcak olduğunu da keşfetmiştir. Bu keşfedilen görünmez ışık, görünen spektrumun kırmızı ucunun ötesinde olduğundan bu ışığı kızılötesi olarak adlandırmıştır. Kardeşi Caroline, ayna cilalama ve teleskop teçhizatını monte etmek gibi işlerde ona yardımcı olmuştur. Abisi ona verileri nasıl dönüştürüleceğini öğrettikten sonra oda, kendi gözlemlerine başlamıştır. Bu gözlemler sonucunda tam 8 adet kuyruklu yıldız keşfetmiştir. Yaptığı bu keşiflerden sonra hükümet, onun hizmetlerini, özellikle abisinin araştırmalarına yaptığı katkıyı fark ederek ona ödeme yapmıştır. Bu özelliğinden dolayı Carolina modern zamanlardaki astronomi ile uğraşması için para alan ilk kadın olabilir. Böylece hayatının büyük bir kısmını abisinin astronomik hedeflerini gözlemlemek ve doğrulamakla geçirmiştir.
Sor John Herschel’de tıpkı babası ve halası gibi matematik, astronomi, botanik ve kimyayla ilgilenmiştir. 1816 da astronomi ile ilgilenmeye başladıktan sonra kendi teleskobunu inşa etmiştie Çok geçmeden de gözlemsel astronom olan babasının izinden yürümeye başlamıştır Babasının kataloglarını ve çoklu yıldız sistemlerinin çoğunu yeniden gözlemlemiştir. Bu gözlenler sonucunda günlük Rumi Takvim Sistemi’ne katkılar yapmıştır. 1833 yılında Sör John ve karısı Güney Afrika’ya seyahat etmişlerdir. Bu seyahat sırasında babasının, yıldız ve bulutsu incelemelerini tamamlama fırsatı bulmuştur. 10 bin üç yüz çoklu yıldız ve çiftyıldız genel kataloğunun yanı sıra yeni bulutsu ve genel küme kataloğunu da yayınlamıştır İşte William Herschel ve ailesinin astronomiye yaptığı büyük katkılar bunlardır.