Gökyüzü Neden Mavidir?

Gökyüzü Neden Mavidir?

ABONE OL
23 Kasım 2022, 11:00:00

Gökyüzü, çoğumuz için en güzel manzaralardan biridir. Gökyüzü sonsuz bir maviye sahipmiş gibi görünür. Bu rengi ile birlikte ruhumuzu dinginleştirir. Sanatın çeşitli dallarında gökyüzünün sakinleştirici şekilde tanımlandığını görürüz.
Gökyüzünü oluşturan şey, atmosferin kendisidir. Atmosferdeki gazlar dünyanın etrafını sarar. Böylelikle dünyayı kocaman bir miskete çevirirler.
Gökyüzü olmasaydı gece veya gündüz vakti fark etmeksizin yukarı baktığınızda uzayın karanlığını görürdük. Güneş ışınları bize doğrudan çarpardı. Gölgeler tamamen karanlık olurdu.

Güneşten gelen ışınlar gökyüzünde dağılır. Bu sayede güneşin ışınlarını doğrudan cildimizde hissetmeyiz. Bu dağılma sonucunda ışık dünya içerisinde yayıldığı için gölgeler kapkaranlık görünmez. Bununla birlikte, kafamızı yukarıya kaldırdığımızda masmavi bir gökyüzü görürüz.
Spektrumda onlarca renk varken nasıl olmuş da mavi renk kazanmış? Bu yazımızda gökyüzünü inceleyeceğiz.

Güneş Işınları

Gökyüzü Neden Mavidir? Gökyüzünün rengini anlayabilmek için öncelikle güneş ışınlarını anlamamız gerekli. Güneş ışınları, gözle görebileceğimiz tüm renkleri içerir. Mavi ışık da bunların arasındadır. Güneş ışınları atmosfere girdiği zaman, atmosferdeki moleküllerle çarpışır. Bu çarpışma sonucunda ortaya çıkan bazı durumlar söz konusu. Burada, bazı renkler diğer renklere kıyasla daha fazla saçılıyor. Burada saçılan renk, tabii ki de mavi renk. Güneş ışınlarının atmosfere girmesi sonucunda mavi ışık her tarafa saçılıyor. Diğer renklere sahip ışıklar ise daha az saçılıp atmosferden içeri girebiliyor. Bu süreçte saçılan mavi ışık, tüm atmosferi mavi renge boyar. Gökyüzünün maviliği de buradan gelir.

Gökyüzünün Maviliği

Gökyüzü Neden Mavidir? Kısacası gökyüzünün maviliği güneş ışınlarının kırılmasının doğal bir sonucu olarak gerçekleşir. Işığın kırılması durumunda, tüm renklerin bir araya gelerek oluşturduğu güneş ışığı, sahip olduğu renklere ayrılabilme imkanı yakalar. Böylelikle mavi renk saçılabilir.

Günbatımı

Gün batımında gökyüzünün kızıl bir renk aldığını görürüz. Nasıl oluyor da mavi olan gökyüzü gün batımında rengi değiştirebiliyor?
Işığın açısının değişmesi, ışığın kırılmasını da etkiler. Işık daha dik açılarda gelirken mavi ışık saçılır. Işık daha yatay şekilde geldiğinde ise kırmızı ışığın saçılma ihtimali daha çok artar. Güneş ufka yaklaştığında, Güneş ışınlarının katettiği mesafe artar. Bu mesafe, hiç de az bir mesafe değil. Yol boyunca ışığın bazı bölümleri soğurulur. Bu yarışı kazanan ise kırmızı ışık olur. Ancak burada kırmızı ışığın atmosferde yayılması söz konusu değil. Kırmızı ışık, yeryüzünden yansıdıktan sonra atmosferi kırmızıya boyar. Bu şekilde gökyüzünü kızıl olarak görürüz.
Gökyüzünün rengini belirleyen pek çok etken var. Gökyüzünü boyamanın birden çok yolu var. Anlık olarak bu etkenlerin birleşimi, gökyüzünün hangi renge boyanacağını belirliyor.

Gökyüzünün hangi renk olduğu, algılarımızı tümüyle etkiliyor. Gökyüzünde hakim olan renk yeryüzünde de hakim hale gelebiliyor. Yeryüzündeki cisimlerin renklerini gökyüzünün rengi bazında görüyoruz. Bu yüzden gökyüzüne renk verebilmek amacıyla güneş ışınları adeta mücadele ediyor.
Yeryüzünün büyük bir bölümü sulardan oluşuyor. Suyun bir rengi yok. Dolayısıyla büyük okyanusların hangi renge sahip olacağını gökyüzü belirliyor. Ancak yine de burada işler biraz daha karışık. Gökyüzünün rengi eşittir suyun rengi kadar basit bir matematik işlemiyor.

Denizin Mavisi Gökyüzünün Suya Yansıması Mıdır?

Dünya içerisinde farklı ortamlar bulunur. Örneğin, atmosfer bir ortamdır. Su da bir ortam oluşturur. Tüm bu ortamların kendisine ait farklı özellikleri var. Bu özellikler sonucunda ışığın ortamların içerisinde nasıl hareket edeceği belirleniyor.
Işığın farklı ortamlardaki hareket hızı değişiklik gösteriyor. Işık bir ortamdan diğer ortama doğru geçerken açısını değiştiriyor. Bu durum, ışık kırılması olarak isimlendiriliyor. Işık kırılması, etrafa farklı renklerin saçılması anlamına da gelebilir.
Suyun içerisinde nesnelerin daha farklı göründüğünü biliriz. Bu durum, havadan suya geçen ışığın kırılmasından dolayı gerçekleşiyor. Bir pipetin yarısının su içerisinde yarısının da dışarıda olduğunu düşünelim. Suyun içerisindeki pipet bölümü yaklaşık olarak %25 daha büyük ve %33 daha yakın görünecektir. Su ortamındaki bu farklılıklar, denizlerin renginde de büyük bir belirleyici durumunda.

Suyun Derinlikleri

Su, ışığı emme özelliğine sahiptir. Yani su içerisine ışık girdiği andan itibaren emilmeye başlar. Bu durum, denizlerin nasıl görüneceğini de belirliyor. Su içerisinde emilen ilk ışık kırmızı ışıktır. Kırmızı ışık, su içerisinde 7,5 metreden aşağıya inemez. Bundan dolayı denizlerin doğal renginde kırmızıya rastlayamayız. Kırmızı rengin ardından turuncu, sarı ve yeşil renk de ortadan kaybolur. Derinlik arttıkça bu renkler sırasıyla tamamen emilmiş olur. En sona kalan renk ise mavi renktir. Mavi renk de suyun içerisinde emilir. Ancak en çok direnebilen renk bu renktir. 20 metreye kadar pek çok renk ortamdan ayrılmış olur. Ancak mavi renk 30 metreyi dahi geçebilir. 30 metreden sonra sadece mavi, çivit mavi ve mor renkleri gözle görebilmek mümkündür. Daha derine indikçe sadece mavi renk ortamda kalır ve sonrasında ise hiçbir renk yoktur. Bu sebeplerden dolayı deniz temiz ve berrak olduğunda en az emilen renk mavi olduğu için deniz de mavi görünür. Ancak denizi her zaman mavi görmeyiz. Deniz zaman zaman yeşil, hatta bazen kırmızı renkte dahi görünebilir. Bu durumda da ortaya çıkan bazı farklı etkenler bulunuyor.

Denizin farklı renkleri

Denizin maviden başka renklere bürünebilmesi için biraz daha anormal durumlardan bahsetmemiz gerekir. Örneğin, sudaki organik maddeler denizin renginde değişikliğe sebep olabilir. Denizdeki organik maddeler, zaman zaman sığ yerlerde toplanır. Bu bölgelerdeki denizin rengini bu organik maddeler belirler. Bu durumda denizin mavi rengi ile organik maddelerin sarı pigmentleri bir karışım oluşturur. Böylelikle bu bölgelerde deniz yeşil renkte görünür. Denizdeki su sürekli olarak hareket halindedir. Hareket halinde olan suyun içerisindeki maddelerin yerini değiştirebilme potansiyelini vardır. Bundan dolayı denizin dibindeki partiküller zaman zaman denizin yüzeyine doğru harekete geçer. Bu partiküllerin suda asılı kalması durumunda deniz kahverengi görülebilir.

Denizler içerisinde yoğun bir canlı yaşamı var. Bu yaşam, dinamik bir yapıya sahip. Bundan dolayı denizler içerisinde zaman zaman plankton patlaması yaşanabiliyor. Planktonlar çok fazla ürediğinde denizin rengini değiştirebilecek etkide bulunabiliyorlar. Bu durumda, denizi kırmızı renkte görebilmek mümkün hale geliyor. Sadece ışığı kullanarak sanat yapmak mümkün. Işığın potansiyelleri ortaya milyonlarca farklı kombinasyonu çıkabilir. Burada gerekli olan tek şey yaratıcılık. Öyle görünüyor ki, doğa bu yaratıcılığa sahip. Aynı ışığı farklı yerlerde çok farklı şekillerde kullanarak bizlere muazzam bir şölen hazırlamış durumda. Etrafımızda tüm bu olaylar gerçekleşirken ortaya sadece sanat değil bilim de çıkıyor. Çünkü tüm bu olayları fiziksel ve matematiksel olarak açıklayabilmek mümkün. Her şey belli hesaplamalar sonucunda meydana geliyor. Sanatı ve bilimi başarılı şekilde ortaya koyması ile birlikte doğa, becerilerini bizlere kanıtlıyor.

0 0 votes
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
meritking giriş meritking güncel giriş kingroyal giriş meritking kingroyal
tokat haberleri reseller